hilmiavsar

Karadenizin yeşilinin içinde otlanan, deresinden şu içip, en yüksek tepelerden aşağılara bakarak, her gördüğü hayvanda kusur arayan, gününü diğer canlıları aşağılamak ve laf sokmakla geçiren inatçı bir keçi varmış. Yazar okuma oranı az olunca uzatmamış hikayeyi. Direk uyarmış aksi keçiyi: Eyyy keçi, aynaya sırtını dön ve yavaşça kuyruğunun altına bak demiş  ve hikâyeden çıkarılacak dersleri yazmış. 1. Önce kendi kusuruna bak, bak ki senin açıkta olan yerin daha fazla olabilir. 2. Hoşgörülü ol ki; aynaya bakınca utanma. 3. Sen keçi değilsin, kuru inada gerek yok. Hilmi Avşar 11.05.2017

Ulu çınarların olduğu, havadar ormanda yaşayan şiir yazmakta mahir bir garga varmış. Garga o kadar güzel şiirler yazarmış ki; her okuyan şiirlerde kendinden bir şeyler bulur, okuyan hem duygulanır, hem düşünür hemde tebessüm edermiş. Garga şiir yazmakta o kadar ün salmış ki; sırf bunun için şenlik düzenlemişler, yeşilin bol olduğu, ağaçların gür olduğu ormanda. Aslan rica etmiş, garga kardeş o kadar güzel yazıyorsun ki, geçte bir oku şiirleri, o güzel dizelerinle bizi mest et demiş. Garga atlamış hemen, herkes tarafından beğenilme arzusuyla... Ey hayvanlar alemi gaag, gaag, gaaag! Bu şiirim sevipe kavuşamayanlara gelsin gaaag, gaaag, gaaag! Garga şiire başlamadan maymunun iştahı kalmamış, keyfim kaçtı bey yaw demiş. Abe senin sesine tüküreyim, bu ne yaw demiş. terketmiş alanı! Hikaye bu ya, maymun bizim aslan kralı gaza getirmiş. Reis bu adam bu şiirleri yazdıysa, bende şam şeytanı olayım demiş. Bu sesle bu şiirler yazılır mı demiş. Bizim kralda gaza gelmiş!  Eeee bu ş...